Yazılım Dünyasında Neler Değişiyor?

Yazılım dünyasında hızla değişimler yaşanıyor ve bu değişimler ile birlikte bizlere yeni fırsatlar sunuluyor. Açık kaynak kodlu yazılımların yükselişi, blok tabanlı programlama dilleri, bulut teknolojisi ve yapay zeka uygulamaları gibi son gelişmeler, yazılım dünyasında önemli bir yer edindi. Bu makalede, yazılım dünyasında neler değiştiğine ilişkin olarak kısa bir özet sunacağız.

Bu değişimlerin arasında en önemlilerinden biri, blok tabanlı programlama dillerinin hızla yaygınlaşmasıdır. Bu diller, kod yazımını daha hızlı ve kolay hale getirirken aynı zamanda gelişmiş algoritmaları da kullanarak programlama sürecini optimize ediyor. Ayrıca, açık kaynak kodlu yazılımlar da yazılım dünyasındaki yerini giderek yükseltiyor. Yazılımcılar açık kaynak kodlu yazılımları kullanarak, yazılım geliştirme sürecini hızlandırabilirler.

Yapay zeka uygulamaları da son zamanların en popüler konularından biri. Özellikle görüntü işleme ve tanıma alanındaki gelişmeler ile yapay zeka teknolojileri kullanılarak yeni uygulamalar geliştiriliyor. Bunun örneklerinden biri, yüz tanıma teknolojisi ile geliştirilen uygulamalardır. Görüntü işleme ve tanıma teknolojileri, ileride sağlık, otomotiv ve güvenlik endüstrisinde oldukça önemli bir yere sahip olacak.

Bulut teknolojisi de son yıllarda oldukça popüler hale geldi. Bu teknolojinin mobil cihazlar üzerinde kullanımı artarak, yazılım geliştirme süreçlerinde birçok kolaylık sağlıyor. Bulut teknolojisi ile birlikte geliştirilen uygulamalar, cihazlarımızda daha az depolama alanı kullanırken daha hızlı ve verimli bir şekilde çalışabiliyorlar.

Yazılım dünyasındaki bu değişimler, yazılım geliştiricilerine büyük fırsatlar sunuyor. Ayrıca, kullanıcılar da bu teknolojik gelişmeler sayesinde daha kullanışlı ve güvenli uygulamalar kullanıyorlar. Bu gelişmeleri yakından takip etmek ve yeni teknolojilere uyum sağlamak, her yazılımcının ana hedefleri arasında yer almalıdır.

Bloklarla Programlama Hız Kazanıyor

Günümüzde kod yazımı hızlı ve kolay olmalıdır. Bu sebeple blok tabanlı programlama dilleri, kod yazımını hızlandırıyor. Blok tabanlı programlama dilleriyle programcılar, kodları parçalara bölerek daha hızlı ve anlaşılır bir şekilde program yazabiliyorlar.

Bu diller sayesinde yazılan kodların işlem süresi de oldukça düşüyor. Örneğin, blok tabanlı bir programlama dili olan Scratch, çocuklar tarafından bile anlaşılabilir özelliğiyle oldukça popülerdir. Çocukların bile kolaylıkla kullanabileceği Scratch ile programlama bilgisini geliştirmek mümkündür.

Blok tabanlı programlama dilleri, sadece çocuklar için değil, yazılım uzmanları içinde oldukça kullanışlıdır. Bunun nedeni, bu dillerin kodlama sürecindeki hataları daha hızlı tespit edebilmeleridir. Ayrıca, kodlamayı daha anlaşılır hale getiren blok tabanlı programlama dilleri, yazılım geliştiricilerin işlerini kolaylaştırıyor.

Özetle, blok tabanlı programlama dilleri, hem zaman hem de işlem gücü açısından oldukça verimli bir yöntemdir. Bu dillerin kullanımı, programcıların daha verimli bir şekilde çalışabilmesini sağlar ve yazılım geliştirme sürecini hızlandırır.

Yapay Zeka Uygulamaları Artıyor

Yapay zeka teknolojisi son yıllarda hızlı bir şekilde gelişim gösteriyor ve farklı alanlarda da sıklıkla kullanılıyor. Bu teknolojinin en önemli uygulama alanlarından birisi de yeni uygulamalar geliştirmek.

Yapay zeka sayesinde geliştirilen uygulamaların sayısı hızla artıyor. Bu teknoloji sayesinde üretilen uygulamalardan bazılarının başlıcaları arasında görüntü işleme ve tanıma gibi alanlar yer alıyor. Görüntü işleme algoritması, birçok uygulamada önemli rol oynuyor ve günümüzde yapay zeka teknolojisi ile oldukça geliştirildi.

Bu tür uygulamalar, yapay zeka kullanılarak gerçek zamanlı olarak ve hatta offline olarak kullanılabiliyor. Örneğin, güvenlik kameralarında görüntü işleme ve tanıma teknolojisi kullanılarak hırsızlık veya diğer olası tehditler tespit edilebiliyor. Benzer şekilde, sağlık sektöründe de birçok farklı uygulamada yapay zeka teknolojisi kullanılıyor ve bu sayede hastalıkların daha doğru bir şekilde teşhis edilmesi sağlanıyor.

Genel olarak bakıldığında, yapay zeka teknolojisi kullanılan uygulamaların sayısı hızla artıyor ve gelecekte de bu alanda ciddi gelişmeler olması bekleniyor. Dolayısıyla, yazılım dünyasındaki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, yapay zeka teknolojisinin sağladığı bu yeniliklerin önemli bir rol oynayacağı açıkça görülebiliyor.

Görüntü İşleme ve Tanıma

Görüntü işleme ve tanıma, yapay zeka teknolojisi sayesinde mümkün hale geldi. Bu teknoloji, bir görüntü üzerinde belirli nesne ve özellikleri tanımlayabilme imkanı veriyor. Örneğin, bir fotoğrafta bulunan insanların sayısını, yüz ifadesini, cinsiyetini ve yaşını tanımlayabilen uygulamalar geliştirilebiliyor.

Bu teknolojinin en önemli avantajlarından biri de, insanların yapabileceği işlemleri otomatik hale getirerek hızlandırmasıdır. Örneğin, bir fabrika üretim bandında böyle bir uygulama kullanılarak, üretim hattındaki hatalı ürünlerin tespiti ve çıkarılması daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleşebilir.

Görüntü işleme ve tanıma teknolojisi, sadece endüstriyel alanda değil, sağlık sektörü gibi farklı sektörlerde de yaygın bir şekilde kullanılıyor. Özellikle, tıbbi teşhislerde kullanılan çeşitli görüntüleme teknikleri ile elde edilen verilerin analiz edilmesinde bu teknolojinin kullanımı oldukça yararlıdır.

Bununla birlikte, bu teknolojinin gelişmesiyle birlikte, kişisel verilerin kullanımı ve gizliliği gibi konular da daha da önem kazanmıştır. Görüntü işleme ve tanıma teknolojisi kullanılarak elde edilen verilerin, gizliliğine dikkat edilmemesi halinde, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.

Tüm bu gelişmeler, görüntü işleme ve tanıma teknolojisinin, gelecekte daha da yaygın olarak kullanılacağını gösteriyor. Bu teknoloji sayesinde, birçok sektörde ciddi verimlilik artışları sağlanabileceği gibi, daha hızlı ve doğru teşhislerin yapılması gibi önemli faydalar da elde edilebilir.

Örnek Uygulamalar

Yapay zeka teknolojisinin kullanım alanları hızla genişlerken, görüntü işleme ve tanıma konusunda da birçok uygulama geliştirildi. Bunların bir kısmı şöyle sıralanabilir:

  • Otonom Araçlar: Yapay zeka teknolojisi kullanılarak geliştirilen otonom araçlar, görüntü işleme ve tanıma tekniklerinden faydalanıyor. Örneğin, aracın kameralarının görüntüsünden yola işaretlerini tanıyarak trafiği takip etmesi sağlanıyor.
  • Güvenlik Sistemleri: Yüz tanıma teknolojisi, yapılan araştırmalar sonucunda güvenlik sistemlerinde kullanılmaya başlandı. Örneğin, havaalanlarında yolcuların yüzleri kameralarla taranarak, teröristlerle bağlantısı olan kişilerin yakalanması hedefleniyor.
  • Tıbbi Görüntüleme: Yapay zeka teknolojisi kullanılarak tıbbi görüntülerden hastalıkların teşhis edilmesi hedefleniyor. Örneğin, akciğer, meme ve beyin kanserinin erken teşhisi için geliştirilen uygulamalar var. Bu uygulamalar, sağlık çalışanlarının doğru tedaviyi vermesine yardımcı oluyor.
  • Robotlar: Yapay zeka teknolojisi kullanılarak geliştirilen robotlar, görüntü işleme ve tanıma teknikleriyle donatılarak birçok alanda kullanılabiliyor. Örneğin, bir markette çalışan bir robot, rafın yanına gittiğinde kamerası sayesinde hangi ürünün yok olduğunu tespit edebiliyor ve müşteriye bilgi verebiliyor.

Bunlar, yapay zeka teknolojisi kullanılarak geliştirilen ve yapay zekanın görsel tanıma konusunda sağladığı avantajlardan faydalanarak daha hızlı ve doğru sonuçlar veren uygulamaların sadece birkaç örneğidir. Önümüzdeki yıllarda yapay zeka teknolojisinin bu alandaki kullanımı daha da yaygınlaşacak ve yeni uygulamalar ortaya çıkacaktır.

Gelecekteki Kullanım Alanları

Yapay zeka teknolojisi hızla ilerliyor ve görüntü işleme ve tanıma alanında önemli bir yere sahip olmayı başarıyor. Gelecekte, bu teknolojinin kullanım alanları daha da genişleyecek.

Öncelikle, sağlık sektörüne büyük bir katkı sağlayacaktır. Hastaların tanı ve tedavisinde kullanılacak yapay zeka tabanlı görüntü tanıma sistemleri, özellikle kanser, kalp hastalıkları, ve beyin hastalıkları gibi ciddi hastalıkların daha hızlı teşhis edilmesine yardımcı olacaktır. Bu, tedavi sürecini daha öngörülebilir kılacak ve hastaların daha iyi bir tedavi almasını sağlayacaktır.

Ayrıca, güvenlik sektöründe de yapay zeka teknolojisi kullanımı artacaktır. Görüntü işleme ve tanıma teknikleri, özellikle güvenlik kameraları ve diğer izleme sistemleri tarafından kullanılacaktır. Bu, suçların daha hızlı tespit edilmesine yardımcı olacak ve toplumun güvenliği için önemli bir katkı sağlayacaktır.

Daha da ileri giderek, yapay zeka teknolojisi, otomotiv sektöründe kullanılabilir. Yapay zeka tabanlı görüntü işleme sistemleri, trafik kazalarını önceden tahmin ederek, sürücülerin güvenliğini artırabilir. Bunun yanında, araba sürücüsünün yerini de alma potansiyeline sahiptir ve bu da özellikle zorlu sürüş koşullarında sürücülere yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, yapay zeka teknolojisinin kullanım alanları sürekli olarak genişliyor ve daha da gelişecektir. Gelecekte, yapay zeka tabanlı görüntü işleme ve tanıma sistemlerinin kullanımı, sağlık, güvenlik ve otomotiv sektöründe daha da yaygınlaşacak ve daha da önemli hale gelecektir.

Nesnelerin İnterneti ile Yeni Olanaklar

Nesnelerin interneti (IoT), cihazların internete bağlanarak birbirleriyle etkileşim kurmasını sağlayan bir teknolojidir. IoT teknolojisi sayesinde birçok cihaz birbirleriyle bağlantı kurarak veri toplayıp, analiz edebiliyor. Bu veriler kullanılarak çeşitli uygulamalar geliştiriliyor.

Nesnelerin internetinin kullanım alanları oldukça geniş. Örneğin, akıllı evlerde kullanılarak evdeki cihazların uzaktan kontrol edilmesi, sistemlerin izlenmesi mümkün oluyor. Bu sayede ev sahipleri evde yokken bile evde olan her şeyi kontrol edebiliyor. Bunun yanı sıra; akıllı şehirler, akıllı ulaşım sistemleri, sağlık alanındaki uygulamalar, enerji yönetimi gibi birçok farklı sektörde de nesnelerin interneti teknolojisi kullanılarak yeni olanaklar sağlanıyor.

Nesnelerin internetinin olumlu etkileri kadar dezavantajları da olabilir. Örneğin cihazlar arasındaki iletişimdeki zayıf şifrelemeler nedeniyle saldırılara açık hale gelebilirler. Bu nedenle IoT cihazlarının güvenliği oldukça önemlidir. Bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde IoT cihazlarının güvenliği artırılmaya çalışılıyor.

Nesnelerin interneti teknolojisi yeni olanaklar sağlayan ve gelecekte de katlanarak artması beklenen bir teknolojidir. Bu nedenle, nesnelerin interneti teknolojisini kullanarak uygulamalar geliştirmek geleceğin önemli yazılım projelerinden biri olabilir.

Open Source Yazılımların Yükselişi

Açık kaynak kodlu yazılımlar son yıllarda hızla yaygınlaşıyor ve birçok yenilikçi çözüm sunuyor. Açık kaynak kodlu yazılımların temel felsefesi, kaynak kodlarının herkese açık olması ve geliştiricilerin bu kodları istedikleri gibi kullanması, geliştirmesi ve değiştirmesine olanak sağlamasıdır.

Bu özelliği sayesinde, açık kaynak kodlu yazılımlar özgür bir şekilde kullanılabilir, modifiye edilebilir ve sadece ihtiyacımız olan özelliklerine odaklanarak daha hızlı bir şekilde geliştirilmesine olanak sağlar.

Ayrıca, açık kaynak kodlu yazılımlar, ücretli yazılımlara göre daha ucuz olması nedeniyle birçok kişi ve kuruluş tarafından tercih edilmektedir. Ayrıca, dünya çapında birçok geliştiricinin katıldığı açık kaynak toplulukları sayesinde, herhangi bir sorunla karşılaşıldığında çözüme hızla kavuşulabilir.

Açık kaynak kodlu yazılımların en önemli özelliklerinden biri, geliştiricilerin fikirlerini özgürce paylaşabilmeleridir. Bu sayede, birçok yenilikçi projenin ortaya çıkmasına olanak sağlanır. Örneğin, Linux işletim sistemi, Apache web sunucusu, Firefox tarayıcısı, MySQL veri tabanı yönetim sistemi ve daha birçok açık kaynak kodlu yazılım günümüzde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Ancak, açık kaynak kodlu yazılımların bazı dezavantajları da vardır. Örneğin, belirli bir desteği olmayan bazı açık kaynak kodlu yazılımların güncellenmesi ve bakımı zor olabilir. Ayrıca, herhangi bir güvenlik açığı varsa, açık kaynak kodlu yazılımlarda bu açıkların daha hızlı bir şekilde kapatılması gerektiği için güvenlik açısından daha hassas olunması gerekir.

Genel olarak, şirketler ve geliştiriciler arasında açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı giderek daha yaygın hale geliyor. Açık kaynak kodlu yazılımlar gelecekte de yenilikçi çözümler ve uygulamalar sunmaya devam edecektir.

Yazılımcılar İçin Avantajları

Açık kaynak kodlu yazılımlar son yıllarda popülerliğini arttırmaya devam ediyor. Yazılımcılar için de birçok avantajı bulunuyor. Bunların başında, bu yazılımların kodlarını inceleyerek öğrenme fırsatının olması geliyor. Aynı zamanda, açık kaynak kodlu yazılımların geniş bir topluluk tarafından denetlenmesi, hataların daha hızlı tespit edilmesini sağlıyor.

Bunun yanı sıra, açık kaynak kodlu yazılımların modifiye edilebilir olması, yazılımcıların kendi ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapmalarına olanak sağlıyor. Ayrıca, bu yazılımların kullanımı ücretsiz olduğu için, firmaların yazılım maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor. Böylece, daha fazla kaynak harcayarak yazılım geliştirmek yerine, araçlarını daha verimli kullanabiliyorlar.

Bunların yanı sıra, açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı, yazılımcıların daha çabuk ve kolay bir şekilde geliştirme yapmalarına yardımcı oluyor. Bu yazılımların sağladığı hazır çözümler sayesinde, yazılımcılar daha az zaman kaybederek işlerini daha kolay bir şekilde yapıyorlar. Aynı zamanda, açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı sayesinde, yeni yazılım dillerini öğrenme ihtiyacı da azalıyor.

Tüm bu avantajlardan dolayı, açık kaynak kodlu yazılımların hem yazılımcılar hem de şirketler için önemi giderek artıyor. Daha fazla kaynak harcamadan ve daha hızlı bir şekilde geliştirme yapmak isteyen yazılımcılar, açık kaynak kodlu yazılımların kullanımını kesinlikle göz ardı etmemeli.

Şirketlerin Bakış Açısı

Açık kaynak kodlu yazılımların avantajları ve dezavantajları hakkında farklı şirketlerin bakış açıları değişkenlik göstermektedir. Kimi şirketler, açık kaynak yazılımların kullanıcıların ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verdiğini düşündüğü için tercih etmektedir. Açık kaynak kodlu yazılımların sürekli olarak güncellenebilmesi ve daha güvenli olması, onları tercih sebebi haline getiriyor.

Buna karşın, bazı şirketler, özellikle telif haklarına ilişkin sorunlar yaşandığında, açık kaynak yazılımlardan vazgeçiyor. Bunun yanı sıra, açık kaynaklı yazılım geliştirme sürecinde, belirsizlikler de yaşanabilmektedir. Doğru kaynaklardan yararlanmak önem taşır.

Şirketlerin açık kaynaklı yazılımlara karşı bakış açısı, genellikle, işletmedeki ihtiyaçlar doğrultusunda belirlenmektedir. Eğer işletmenin ihtiyaçları açık kaynaklı yazılımın kullanımına uygunsa, tercih edilmekte ve avantajlarından yararlanılmaktadır. Böylece, işletmeler, ticari yazılım satın alma maliyetlerinden kaçınarak bütçelerini koruyabilirler.

Cloud Teknolojileri ile Mobilite Artıyor

Yazılım dünyasının son yıllardaki en büyük değişimlerinden biri olan bulut teknolojisi, mobil cihazlar ile birleşerek yazılım geliştirme süreçlerinde büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bulut teknolojisi sayesinde, mobil cihazlarda daha fazla veri depolanabilir, dosyalar daha hızlı bir şekilde paylaşılabilir ve daha yüksek performans elde edilebilir.

Mobil cihazlar ile bulut teknolojisinin birlikte kullanılması, kullanıcıların istedikleri her yerden erişim sağlamasına imkan tanır. Bu, özellikle işletmeler için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Çalışanlar, ofislerine veya masaüstü bilgisayarlarına bağımlı olmadan, mobil cihazları ve internet bağlantıları aracılığıyla işlerini halletme imkanına sahiptirler.

Bulut teknolojisinin artması, yazılım geliştirme şirketleri tarafından da benimsenmiştir. Bu sayede, şirketler daha düşük maliyetlerle yazılım üretebilmekte ve daha hızlı teslimat yapabilmektedirler. Bulut teknolojisi ayrıca, büyük ölçekli yazılım projelerinde daha fazla esneklik sağlayarak, ekiplerin işbirliği yapmasını ve proje yönetimini daha iyi bir şekilde organize etmelerini sağlar.

Sonuç olarak, mobil cihazların ve bulut teknolojilerinin birlikte kullanılması, yazılım geliştirme süreçlerine büyük bir kolaylık sağlamaktadır. İşletmeler, çalışanlarına daha fazla esneklik ve mobilite sunabilirlerken, yazılım şirketleri de daha hızlı üretim yaparak rekabet avantajı elde edebilirler.

Mobil Cihazların Yararları

Mobil cihazlar son yıllarda kullanım alanlarını oldukça genişletti. Mobil cihazların yaygınlaşması, yazılım geliştirme süreçlerinde de önemli bir yere sahip oldu. Mobil cihazlar, yazılım geliştiricilerin işlerini kolaylaştırarak bulut teknolojileriyle birlikte daha etkili kullanılabiliyor.

Bir yazılım geliştiricinin işi, her zaman masa başında olmayı gerektirmez. Mobil cihazlar, geliştiricilerin istedikleri herhangi bir yerde çalışmalarını sağlar. Bu, işleri daha verimli kılar ve daha hızlı sonuçlar elde edilmesini sağlar. Ayrıca, mobil cihazlar, geliştiricilerin farklı test senaryolarını denemelerine de olanak tanır.

Bulut teknolojileri ise, verilerin depolanması, güvenli bir şekilde paylaşılması ve erişiminin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Mobil cihazlar ve bulut teknolojileri birlikte kullanıldığında, yazılım geliştiricilerin birçok avantajı vardır. Mobil cihazların hafif yapısı, geliştiricilerin her yerde çalışmalarını sağlar. Bulut teknolojisi ise, verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını ve paylaşılmasını sağlar.

Mobil cihazların ve bulut teknolojilerinin birlikte kullanımı, yazılım geliştirme süreçlerini daha da hızlandırır. Geliştiriciler, mobil cihazlarını kullanarak, kod yazmak, test etmek ve sonuçları yakından takip etmek gibi birçok süreci daha hızlı ve verimli bir şekilde tamamlayabilirler. Ayrıca, bu sayede zamandan da tasarruf edilir.

Özetle, mobil cihazlar ve bulut teknolojilerinin birlikte kullanımı, yazılım geliştirme süreçlerini daha hızlı ve verimli hale getirir. Mobil cihazlar, geliştiricilere işlerini her yerde yapabilme olanağı sağlarken, bulut teknolojileri ise verilerin güvenli bir şekilde saklanması ve paylaşılmasını sağlar. Bu da geliştiricilerin daha etkili bir şekilde çalışmalarına olanak tanır.

Bulut Teknolojisinin Artan Kullanımı

Yıllar içinde teknoloji dünyasındaki gelişmelerle birlikte yazılım alanında da değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimlerden biri de bulut teknolojisinin artan kullanımıdır. Bulut teknolojisi, yazılımların sunucuları yerine internet üzerinden erişilebilir hale gelmesini sağlayan bir teknolojidir. Bu sayede, altyapıyı kendileri sağlamak zorunda kalmadan geliştiriciler yazılımlarını daha hızlı bir şekilde geliştirip yaygınlaştırabilmektedir.

Bulut teknolojisinin artmasıyla birlikte, yazılım dünyasında birçok yenilik meydana gelmektedir. Aynı zamanda, kullanıcılar da buluta erişim sağlama konusunda daha esnek hale gelmekte ve mobil cihazlar üzerinden yazılımlara daha kolay bir şekilde erişebilmektedir. Bu da iş süreçlerini hızlandırmakta ve daha efektif bir kullanım sağlamaktadır.

Bulut teknolojisi aynı zamanda, büyük ölçekli verilerin saklanması ve işlenmesi için de kullanılmaktadır. Bu da günümüzde birçok şirketin büyük veri analitiği gibi işlemleri yapabilmelerine olanak sağlamaktadır. Şirketler, kendi veri merkezlerini oluşturmak yerine, bulut tabanlı hizmetlerden faydalanarak işlerini daha kolay bir şekilde yönetebilmektedir.

Bulut teknolojisinin artan kullanımıyla birlikte, birçok açık kaynak kodlu yazılım da bulut tabanlı hizmetlerde yerini almaktadır. Bu sayede, geliştiricilerin birçok açık kaynak kodlu yazılıma erişimi kolaylaşmaktadır. Ayrıca, açık kaynak kodlu yazılımların daha hızlı bir şekilde geliştirilmesi ve güncellenmesi için de bulut teknolojisi önemli bir rol oynamaktadır.

Özetlemek gerekirse, bulut teknolojisi yazılım dünyasında artan bir şekilde kullanılmaktadır ve birçok yeniliği de beraberinde getirmektedir. Hem geliştiriciler hem de kullanıcılar daha esnek bir yapıda yazılımlar kullanabilme olanağına sahip olmaktadır. Aynı zamanda, veri saklama ve işleme konusunda da şirketlere avantaj sağlamaktadır. Bu nedenle, bulut teknolojisinin kullanımı ilerleyen dönemlerde de artarak devam edecektir.

Yorum yapın